Günümüz dijital dünyasında, bir mobil uygulamanın başarısı yalnızca sunduğu hizmet ya da ürüne bağlı değildir. Kullanıcının uygulamada geçirdiği süre (user retention), bu başarının en kritik göstergelerinden biridir. Ancak, kullanıcıları uygulamada uzun süre tutmak yalnızca iyi bir kullanıcı arayüzü (UI) ile değil; aynı zamanda tasarım odaklı stratejiler ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre şekillenen deneyimlerle mümkündür.
Bu içerikte, uygulamada kalma süresini artırmak için kullanılabilecek 3 temel stratejiyi ele alacağız:
Kullanıcının bir uygulamayla ilk etkileşimi olan onboarding süreci, yalnızca tanıtım değil aynı zamanda bir güven oluşturma alanıdır. Karmaşık kayıt formları, ne işe yaradığını anlatmayan ekranlar ya da yönsüz akışlar kullanıcıyı ilk saniyelerde kaybetmenize neden olabilir.
360 Sağlık uygulaması için yapılan kullanıcı araştırmaları sonucunda, hedef kitlenin dijital alışkanlıklarına uygun yalın bir onboarding akışı tasarlandı. İlk kullanımda, kullanıcı hangi özellikleri nasıl kullanabileceğini rahatça keşfediyor. Gereksiz bilgilere yer verilmeden, temel işlevlerin sunulması sayesinde kullanıcı içeri girmekten çekinmiyor ve uygulamada daha uzun süre kalıyor.
Onboarding sonrası kullanıcı uygulamanın içindedir ancak kalıcı kullanıcı deneyimi (UX) kişiselleştirme ile mümkündür. "Beni tanıyorlar" hissi, kullanıcı bağlılığının temel taşlarından biridir.
Bu his yalnızca isme özel mesajlarla değil:
Hamilelik dönemindeki kadınlara özel içerik sunan Clovy, kullanıcının ihtiyaçlarını anlamaya yönelik tasarımıyla öne çıkıyor. Geçmiş etkileşimlere göre şekillenen ekranlar sayesinde kullanıcı kendine özel bir deneyim yaşıyor ve uygulamada daha fazla zaman geçiriyor. Bu da kişiselleştirmenin yalnızca konfor değil, stratejik bir kullanıcı tutma aracı olduğunu ortaya koyuyor.
Kullanıcı bir uygulamaya ilk girdiğinde şu üç soruya cevap arar:
Görsel tasarım bu kritik anda;
Coffy uygulamasında yapılan arayüz güncellemesi, eski tasarımda yaşanan karmaşayı giderdi. Yeni tasarımda kullanıcılar, hangi bilginin daha önemli olduğunu kolayca anlayabiliyor. Tipografik denge, boşluk kullanımı ve doğru buton yerleşimiyle uygulamada kalma süresi doğrudan artırıldı.
Bir kullanıcı neden bir uygulamada kalır?
Çünkü orada yalnızca bir ekranla değil, anlaşılabilir, yönlendirici ve kişiselleştirilmiş bir deneyimle karşılaşır. İşte bu yüzden tasarım yalnızca göze hitap eden değil; aynı zamanda kullanıcının kalma sebebidir.
Biz VOYA olarak, kullanıcıyla bağ kuran, sadakat oluşturan ve geri dönüş sağlayan deneyimler tasarlıyoruz.
İyi tasarım sadece fark edilmez — hissedilir, güven verir ve kullanıcıyı geri getirir.
Projeniz hakkındaki fikirler, hedefler, talepler ve ulaşmak istediğiniz yer belli mi? Bir görüşme ayarlayarak tümünü hayata geçirme yolundaki ilk adımı beraber atalım.